7.2.08




Kıyısı Olmayan Denizlerden Ses

Merhaba; Ben bu satirlari yazarken sen yoktun. Veya ben seni hic tanimadim. Sana hic dokunmadim. Ne seklini bilirim, ne de kokunu. Sen benim hicbir zaman ulasamadigim umudumdun. Omrum seni aramakla gecti. Adina 'mutluluk' diyorlardi. Ama kime sorduysam hep yanlis adres verdi elime. Kostum durdum bir omur. Ama artik yoruldum. ihtiyarladim. Yazdiklarimi postaya veriyorum. Sen bu satirlari okurken, buyuk ihtimalle ben olmayacagim. Veya aradiginda bulamayacagin kadar uzaklarda bulunacagim. Bosuna yollara dusup kendini heder etme. En yakininda; gonul mesafende, goz mesafende, hatta el mesafende kim varsa ben oyum. Yeter ki almak icin gelme. Vermek icin gel. Unutma... Mutluluk verilir, asla alinmaz. Mutluluk veremedigin yeri terk et. Cunku mevcut durum seni de mutsuz eder. Yurek sahibi insanin en buyuk cilesi suphesiz kelimelerin anlamini yitirdigi, kifayetsiz kaldigi anlardir. Bir yerde okumustum 'birbirine mustak olanlarin sirrina kalem bile namahremdir' diyordu. Demek ki bizim boyle bir yuregimiz olmadi ki sirlarimizi kâgit ve kalemle paylasacak kadar futursuz ve comert olabildik. Ama unutma ki, o satirlarin ardi ardina dizilisi sirasinda bile gizleme ihtiyaci duydugumuz bircok sey vardir. Ancak muhataplari o sirlari cozebilir, okuyabilir ve anlayabilir. Netice; yazdiklarim yuregimin saklayamadigi, tasiyamadigi, bosaltma ihtiyaci duydugu kadardir. Belki de kalemimizin gucu bu kadar... Ne sayarsan say... Ama her okudugun satiri dusun... Dusun ki eksik kalanlari tamamlayasin... Yanlis olanlari duzeltesin. Ola ki mutlulugu bulur, senden sonra geleceklere isik ve rehber olursun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sizin mutluluğa hitaben yazdıklarınızı ben sevgilime söylüyormuşum gibi hissettim..çünkü o benim ulaşamadığım mutluluğum olacaktı ve öyle de oldu. teşekkürler..